28 Haziran 2015 Pazar

Aşk Orucu

İftar sonrası oturup düşünüyorumda; öncesinde tüm dünyayı yiyecek gibi bir iştah ve Açlık,  gördüğün herşey gözüne güzel leziz gelmekte ve yanıbaşında olmasına rağmen ağzına lokma koymadan yanyana hasret ve özlem. 
Sonrasımı sonrasında ağzına attığın birkaç lokmadan sonra ne görünüşüyle tadıyla hayalini kurduğun baklavaya böreğe, ne sulu sulu leziz meyvelere zerre kadar isteğin ilgin kalmıyor cazip gelmiyor görünüşüyle kokusuyla içiyle dışıyla hasret duyduğun o nimetlere bile dokunmadan kalkıyorsun ve bir kenara bırakıyorsun birkaç gün geçtikten sonra çöpe aday çürümüş kokmuş nesnelere dönüşüyor o güzelim nimetler. Yediklerinde hazımsızlık yapıyor şişkinlik yapıyor.
İşte bu duygularla yine kendime yordum, AŞK ta böyle olsa gerek . Her aşk oruçluyken güzel hasretle güzel özlemekle güzel . Ve bir iftar sofrasını seyrediyormuşcasına tüm güzellikleri dokunmadan seyrederken ulaşılmaz ve değerli. Ey sevgili AŞK orucun olmalıyım ben senin iftar etmeden hasretiyle yanıp tutuştuğun nimetler gibi değerli ihtiyaç duyduğun gıda gibi olmalı benliğim varlığım sevgim. Elini uzatsan dokunacak kadar yakın hep yanıbaşında ama nefsine dur ey nefsim o benim nimetimde olsa allah için niyet ettim hasretiyle özlemiyle ORUÇLUYUM o yare diyecegin ve hep aklında kalbinde yeri olan huzur huşu veren AŞK ORUCUN olmalıyım ben senin . Yedikten sonra bir lokma dahi almayacagın sıradanlıkta değil ihtiyaç duyduğun halde hep aklında , hep eksikliğini hisssettiğin RUHUNUN GIDASI olmaya niyetim...

30 Mart 2015 Pazartesi

Tutunamayan damlalar

Islak camların ardından, ürkek gözlerle bakarken en çocuk ruhumla , tutunan ve tutunamayıp kayıp giden su damlaları ilişti gözlerime. Tıpkı bizler gibi kaygan kaypak bir zeminde tutunmaya çalıştığımız bir el verecek bir yer verecek bir gönül arayışımız gelip geçti zihnimden. 
Ve her tutunduğumda kayıp giden duygular ve her kayıp gittiğinde duygular boğazımda biriken yumrular gibiydi sana biriktirdiğim kelimeler . Kelimelerden daha sıcak daha içten taaaa en dipten biriktirdiğim sevdalar, hülyalar, heyülalar,ahlar , eyvahlar en nihayetinde heyhatlar. İçimde demlenir dilimde çağlar bazen en ıssız anlarda en tenhalarda gözlerimde bir damla yaş olup akar. 
Tıpkı rahmet olup düşen yağmur tanelerinin tutunamayıp düştüğü ana kadar oluşturduğu mükemmel manzara gibi iyisiyle kötüsüyle içimden resmini seyrettiğim hasretine derin bir anlam katar.